Şantiye Şefinin Hukuki Sorumluluğu



 

ŞANTİYE ŞEFİNİN HUKUKİ SORUMLULUĞU

                                                                            Hatice Öztürk                                                                                         

1. Şantiye Şefi Kavramının Doğuşu        

                               

Şantiye şefliği kavramı ilk olarak 05.08.2008 tarihinde yürürlüğe giren Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği ile mevzuatımızda düzenlenmiştir. Bu kavram Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliğinde “Konusuna ve niteliğine göre yapım işlerini yapı müteahhidi adına yöneterek uygulayan, mühendis, mimar, teknik öğretmen veya tekniker diplomasına sahip teknik personel” olarak tanımlanmıştır. Şantiye şefliği mevzuatı, 3194 sayılı İmar Kanunu, 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu, Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği, Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları İle Şantiye Şefleri Yetki Belgeli Ustalar Hakkındaki Yönetmeliğin ilgili maddeleri ile düzenlenmiştir. Bu çalışmada, yapı inşası aşamasında meslek adamlarının rol üstlenmesinin önemi ile mevzuatımızda yakın zamanda yer edinmiş olması dikkate alınarak, inşaat yönetiminin en önemli aktörlerinden birisi olan şantiye şefinin hukuki sorumluluğu ele alınmış, mevzuattaki eksiklikler ile buna bağlı olarak uygulamada ortaya çıkan hatalar değerlendirilmiş ve şantiye şefinin etkin bir rol alması, mevzuatla öngörülen yetki ve görevlerin etkin bir biçimde uygulamaya aktarılması için gereken çözüm yolları araştırılmıştır.

2. Şantiye Şefinin Hukuki Sorumluluğunun Esasları   

                                                          

İnşaat sektörü, diğer faaliyet alanlarından farklı olarak tüm bireyleri doğrudan doğruya ilgilendiren bir iş koludur. Gerçekten birey olarak içinde yaşadığımız konutlar, iş hayatımızı sürdürdüğümüz çalışma ortamları, bir yerden başka bir yere ulaşmak amacıyla kullandığımız yollar, otoparklar v.b. yapıları değerlendirdiğimizde, sektör, ortaya çıkardığı ürün ve eserlerle, belki de en çok bireye hitap eden alanlardan birisidir. Şantiye şefi “İnşaa faaliyetini müteahhit adına yürüten, personelin ya da taşeronların sevk ve idaresini sağlayan, iş güvenliğinin sağlanması için gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığını denetleyen, yapının fen ve tekniğe, ruhsat ve projesine uygun olarak inşa edilmesini sağlamakla yükümlü olan gerçek kişidir” Şantiye şefi olma şartları 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmelik” ile düzenlenmiştir. Bu yönetmeliğin 10. Maddesi kapsamında şantiye şefinin, yapım işinin uzmanlık alanına uygun olmak üzere mimar, mühendis veya bunlara ilişkin teknik öğretmen veya tekniker olması şartı aranmaktadır. Fakat konu ile ilgili TMMOB tarafından dava açılmış ve Danıştay kararı ile teknik öğretmen ve teknikerlerin şantiye şefi olma yetkileri kaldırılmıştır.

 

3. Şantiye Şefinin Hukuki Sorumluğunun Doğmasının Şartları

 

Şantiye  şefinin  bu  bölümdeki  sorumluluğundan  söz  edilebilmesi  için  öncelikle  yapının  hasarlanmış olması  gereklidir.  Yine  ortaya  çıkan  hasarın  şantiye  şefinin  kusurundan  doğması  gerekir.  Örneğin inşaat  statik  açısından  gerekli  mukavemete  sahip  olmaz  ya  da  uygun  malzeme  kullanılmaz  ve  bu suretle bir zarar oluşursa şantiye şefi müteahhitle birlikte ortaya çıkan zararı giderme yükümlülüğü ile karşı karşıya kalabilecektir. Yargıtayın depremde hasar gören yapılar nedeniyle proje müelliflerinin sorumluluğuna ilişkin kararları bu açıdan da emsal teşkil etmektedir. Yüksek mahkemenin istikrar kazanmış içtihatlarında, hasar gören bir yapıyı inşa edenlerin BK.41.maddesi ortaya çıkan zarardan sorumlu olacağı açıklanmıştır. Bu  sorumluluk  gereğince  söz  konusu  olabilecek  zarar,  özellikle  yapının  büyüklüğüne  göre  yüksek miktarda  olabilir.  Örneğin  tazminat  miktarı,  yapının  hasarlanması  ve  hasarın  güçlendirme  ile giderilebilecek olması halinde güçlendirme bedeli olabilecekken, yapının yıkılması ya da telef olması halinde  yapı  bedeli  nispetinde  olabilecektir.  Yine  yapıyla  birlikte,  kişilerin  can  ve  mal  güvenliği  de tehlikeye girmişse, ayrı bir tazminat yükümlülüğü söz konusu olabilecektir.

Dolayısıyla  şantiye  şefinin,  yapının  fen  ve  tekniğe,  ruhsat  ve  projesine  uygun  olarak  inşa  edilmesi biçimindeki  yükümlülüğü  asla  küçümsenmemesi  gereken,  gerekli  dikkat  ve  özenin  gösterilmesi suretiyle yürütülmesi gereken bir görevdir. Aksi takdirde malvarlığı ile dahi karşılanamayacak tazminat yükümlülüğü ile karşılaşılabilecektir. Çoğunluğu tüzel  kişi  olarak  faaliyet  gösteren  müteahhitlerin,  ticareti  terk  ettikleri,  şirketlerin malvarlığına  ulaşılamadığı,  tüzel  kişi  sadece  malvarlığı  ile  sorumlu  olduğundan,  müteahhitlere ulaşamayan  zarar  görenlerin  tazminatın  tamamını  mimar  ve  mühendislerden  tahsil  etme  yoluna giriştiklerini  göstermektedir.  Öte  yandan  müteahhidin  kusuru  nedeniyle  tazminat  ödemek  zorunda kalan  mühendis  ve  mimarlar  ödedikleri  tazminat  bedellerini  müteahhitlerden  rücu  edememiştir. Uygulamadaki bu tecrübeler, şantiye şefi mimar ve mühendislerin eylem ve işlemlerinde bir başkasının sorumluluğuna güvenmeden, gerekli tedbir ve önlemleri almalarını zorunlu kılmaktadır.

İş Güvenliği Açısından İş Kanununun 2.maddesinde işveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev  alan  kimselere  işveren  vekili  olarak  tanımlanmıştır.  Yukarıda  da  ifade  ettiğimiz  üzere,  inşa faaliyetini  müteahhit  adına  yürüten  şaniye  şefi, görev  üstlendiği  şantiye  açısından  işveren  vekili konumundadır. İşveren vekili konumunda olan şantiye şefi, şantiyede iş güvenliği ile ilgili gerekli önlem ve tedbirlerin alınmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu  yükümlülük  yukarıda  yer  verdiğimiz  Yapı  Müteahhitlerinin  Kayıtları  İle  Şantiye  Şefleri  Ve  Yetki Belgeli  Ustalar  Hakkında  Yönetmelik  hükümlerinde  de  zikredilmiştir.  Dolayısıyla  şantiye  şefi  olarak görev üstlenen mimar veya mühendis, iş güvenliği ile ilgili önlem ve tedbirlerin alınmaması nedeniyle zarar oluşması  halinde, kusuru oranında bu zarardan sorumlu  olacaktır.

İş kazasından kaynaklanan davalarda iki tür sorumluluk söz konusu olabilmektedir. Birincisi zarar gören işçinin ya da yakınlarının açacağı tazminat davasıdır. Bu davada müteahhit kusuru olmasa dahi sorumlu olmakta, Şantiye Şefi ise kusuru oranında sorumlu zarardan sorumlu tutulmaktadır. Diğer dava ise, işçiye ödenek bağlayan SGK tarafından sorumlular aleyhine açacağı rücuen tazminat davasıdır. Ancak bu davada, müteahhit sadece kusurlu olduğu takdirde sorumlu olduğundan, müteahhitlerin, işin yürütülmesi için Şantiye Şefi atadığı ve Şantiye Şefi tarafından uyarılmadığı gibi savunmalarla sorumluluktan kurtulduğu gözlemlenmektedir

Şantiye Şefi, Yapı Denetim Kanununa tabi bir yapıda görev üstlenmiş ve yapıda ruhsata aykırılık söz konusu ise, memur gibi kabul edilerek görevi kötüye kullanma suçundan yargılanarak ceza alabilecektir. Aksi takdirde, TCK 184.maddesi gereğince imar kirliliğine neden olma suçu isnadıyla yargılanacaktır. Dolayısıyla yapının ruhsat ve eklerine aykırı yapılması durumunda Şantiye Şefinin cezai olarak sorumlu tutulacağını söylemek mümkündür. Ne var ki, Şantiye Şefinin ceza-i sorumluluğu bununla da sınırlı değildir. Yukarıda Yapı Güvenliği ve İş Güvenliği Açısından sözünü ettiğimiz yükümlülüklerin ihlali cezai açıdan sorumluluğu da gerektirebilecektir. Türk Ceza Kanununun 85 ve 89.maddeleriyle bir kimsenin ölümüne ya da yaralanmasına sebep olmak suç kabul edilmiştir. Şantiye şefinin, mesleğiyle ilgili kurallara riayet etmemesi ve bu nedenle yapı güvenliğinin sağlanamaması, buna bağlı olarak üçüncü bir kişinin ölünme ya da yaralanmasına sebep olunması halinde, Şantiye Şefi tazminat yükümlülüğü ile birlikte cezalandırılma yaptırımı ile de karşı karşıya kalacaktır. Yine iş güvenliği ile ilgili gerekli tedbirler almayan ve bu suretle bir kimsenin yararlanmasına ya da ölümüne sebep olan Şantiye Şefi, de aynı hükümler gereğince cezalandırılacaktır. Kısacası, yapının ruhsata uygun olarak inşa edilmemesi, mesleği ile ilgili kurallara riayet etmemesi ya da iş güvenliği ile ilgili tedbirler almaması Şantiye Şefinin cezai bakımdan da sorumluluğunu gerektirecektir.

Kaynakça:

 

1. Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları İle Şantiye Şefleri Ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmelik, 16.12.2010 tarih ve 27787 sayılı Resmi Gazete

2. Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği, 05.08.2008 tarih ve 26778 sayılı Resmi Gazete

3. Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği Değişikliği, 01.07.2011 tarih ve 27981 sayılı Resmi Gazete

4. Prof. Dr. M. Kemal Oğuzman , Borçlar Hukuku Dersleri