Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararlarının İptali

Mehmet Sarı



Genel kurul kararlarının geçersizlik halleri, hukuki nitelik itibariyle; yokluk, butlan, iptal ve askıda hükümsüzlüktür. Genel kurul kararı aleyhine açılan bir davada, söz konusu kararın geçersizlik hallerinden hangisini taşıdığının tespiti büyük önem arz etmektedir. Zira her bir kurum kendine özgü yaptırımlara tabidir.

Genel kurul kararının iptali incelenirken; öncelikle ortada bir genel kurul kararı olup olmadığı, davanın yetkili bir kimse tarafından açılıp açılmadığı ve ardından kanunda öngörülen sebeplerden birini taşıyıp taşımadığının irdelenmesi gerekmektedir.

Ticaret Kanunu'nun 445. Maddesinde genel kurul kararlarının iptaline ilişkin genel bir hüküm düzenlenmiş olup, aynı kanunun 446. Maddesi ile “etki kuralı” çerçevesinde belirli kararlar yönünden iptal davasının kapsamı çizilmiştir.

İptal davasının, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde, ilgili genel kurul kararının alındığı günden itibaren üç ay içinde, kanunda sınırlı olarak sayılan kimseler tarafından açılması gerekmektedir.

Çalışmamızda, genel kurul kararlarının iptal sebepleri, iptal talebinde bulunabilecek kişiler ve iptal kararının etkisi incelenmiştir.

  1. İPTAL SEBEPLERİ

         A. Kanuna Aykırılık

Kanuna aykırılık ile kastedilen salt Türk Ticaret Kanunu'na aykırılık değil, özel hukuk ve kamu hukuku alanına giren tüm kanunlardır.1 Ancak, her kanuna aykırılık hali, genel kurul kararının iptali kurumuna tabi değildir. Bu halde, mutlak emredici hüküm ve nispi emredici hüküm ayrımına gitmek gerekir. Doğrudan doğruya kamu düzenine ilişkin emredici hükümler mutlak nitelikte olup bunların ihlali halinde, genel kurul kararının butlanı gündeme gelir. Örneğin, sermayenin korunmasına ilkesine aykırılık oluşturan bir karar mutlak emredici nitelikte bir hükmü ihlal ettiğinden butlan yaptırımına tabidir. Buna karşılık, pay sahiplerinin özel çıkarlarını korumayı amaçlayan nispi emredici hükümlere aykırılık halinde, ilgililer tarafından iptal davası hükümlerine başvurulabilir.

 

         B. Ana Sözleşmeye Aykırılık

 

Şirket esas sözleşmesi, şirketin anayasasıdır ve buna aykırılık, işlemin iptaline neden olabilir.2 Örneğin, esas sözleşmede yönetim kurulu üyeliğine seçilebilmek için yaş, meslek gibi niteliklere sahip olma şartı getirilmiş olabilir. Bu niteliklere sahip olmayan birinin yönetim kuruluna seçilmesi halinde, buna ilişkin genel kurul kararı iptal edilebilir niteliktedir.3 Esa 

sözleşmede yer alan bir hüküm aynı zamanda emredici nitelikte ise bu hükümlere aykırılık, kanun hükümlerine aykırılık olarak değerlendirilecektir.4

 

      C. Dürüstlük Kurallarına Aykırılık

 

İptal davasının temel amacı, “çoğunluğun haksız ve yersiz kararları ile azınlığı ezmesine” izin vermemektir. Bu kapsamda genel kurul çoğunluğu, objektif iyi niyet kurallarına (TMK 2) uymakla yükümlüdür. Şirkette belirli bir grubun etkinliğini kırmak için sermaye artırımına karar verilmesini, bu kuralı ihlal eden bir hal olarak örnek gösterebiliriz.5 Dürüstlük kuralının bir tezahürü olarak, genel kurulda karar alınırken, şirketin çıkarlarına uygun birden çok seçenek var ise bunlardan azınlık ve münferit pay sahiplerine zarar vermeyen ya da en az zarar veren karar alınmalıdır. Aksi takdirde, alınan karar dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle iptal edilebilir.6

 

 2. KARAR İLE AYKIRILIK ARASINDA İLLİYET BAĞI BULUNMASI (ETKİ KURALI)

 

TTK m. 446/1-b'de de bazı fiiller sayılmakla, iptal edilebilirlik için bu fiillerin bir genel kurul kararının meydana gelmesinde etkili olduğunun ispatlanması istenmiştir. 7 Öğretide, bu hususa etki kuralı denilmektedir. Etki kuralı, söz konusu aykırılık olmasaydı, genel kurulun o kararı alamayacağı olgusu olarak tanımlanabilir.8 Bu halde, toplantıya katılmış olsun olmasın her pay sahibi, aşağıda belirteceğimiz dört olasılıkta, karar ile aykırılık arasında illiyet bağı bulunması (etki kuralı) halinde, iptal davası açabilecektir.

  • Çağrının usulüne göre yapılmaması,
  • Gündemin gereği gibi ilan edilmemesi,
  • Genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullanması,
  • Pay sahiplerinin genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmemesi.

İlliyet bağında ispat yükü davacıda olmakla birlikte davalı, dava konusu aykırılıkla karar arasında illiyet bağının bulunmadığını ispatlayarak davanın reddini sağlayabilir.

 

 3. İPTAL DAVASI AÇABİLECEK KİŞİLER

 

  1. Toplantıya Katılan Pay Sahipleri : Toplantıya katılmış olup da karara olumsuz (ret) oy veren pay sahibinin iptal davası açabilmesi için muhalefetini tutanağa geçirtmiş olması gerekmektedir. (TTK 446/1-a)
  2. Toplantıya katılsın/katılmasın tüm pay sahipleri: Çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri sürerek iptal davası açabilirler (TTK 446/1-b).
  3. Organ Olarak Yönetim Kurulu: Yönetim kuruluna; genel kurul kararlarını uygulamakla yükümlü organ olması sebebiyle, iptal davası açma hakkı tanınmıştır. Yönetim kurulu tarafından dava açılması için bir ön koşul öngörülmemiştir.
  4. Yönetim Kurulu Üyelerinden Her Biri : Organ olarak yönetim kurulundan farklı olarak, üyenin dava yetkisine sahip olabilmesi için, genel kurul kararının uygulanmasından dolayı kendi kişisel sorumluluğunun doğması gerekir. (TTK 446/1-d)
  5. Halka Açık Anonim Ortaklıklar Bakımından Sermaye Piyasası Kurulu : Halka açık ortaklıkların birleşme, bölünme işlemlerine taraf olması, tür değiştirmesi, imtiyaz öngörmesi veya mevcut imtiyazların kapsam veya konusunu değiştirmesi gibi önemli nitelikteki işlemlerine dair alınan genel kurul kararları aleyhine TTK hükümleri uyarınca iptal davası açılabilir. (SerPK 23)

4. İPTAL KARARLARININ ETKİSİ

Genel kurul kararının iptaline veya butlanına ilişkin mahkeme kararı, kesinleştikten sonra bütün pay sahipleri hakkında hüküm ifade eder. Yönetim kurulu bu kararın bir suretini derhâl ticaret siciline tescil ettirmek ve internet sitesine koymak zorundadır. (TTK 450) Bu karar, nitelik itibari ile bozucu yenilik doğuran bir karardır. Bunun sonucu olarak iptal kararı, genel kurul kararının etkisini ortaklık organları ve tüm pay sahipleri açısından geriye etkili olarak ortadan kaldırır.9 Örneğin, pay sahiplerine kar dağıtımına ilişkin bir genel kurul kararının iptali halide, söz konusu şahıslara dağıtılan karlar geri alınır. Üçüncü şahıslar bakımından ise kararın iptali ileriye dönük olarak hüküm ifade eder. Burada önemli olan husus, TTK m. 371/1-4 ve hukuki görünüş teorisi uyarınca iyi niyetli üçüncü kişilerin haklarının korunacağıdır.10

 

SONUÇ

 

Tüm çalışmamız kapsamı incelendiğinde, iptal davasının, anonim şirkette azınlık pay sahiplerinin menfaatini korumak için getirilen bir düzenleme olduğunu görmekteyiz. Her kadar azınlık pay sahiplerinin haklarının korunması amaçlanmış ise de söz konusu kuralın şirket menfaatlerine zarar verecek şekilde yorumlanmaması gerekmektedir. Bu kapsamda, bir genel kurul kararının iptali incelenirken, pay sahiplerinin bireysel çıkarları değil, şirketin menfaatleri esas alınmalıdır.